Bu makalede, I, II ve III evrelerindeki böbrek kanseri tedavisini öğreneceksiniz. Böbrek kanseri, böbreklerdeki anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünüp büyümeye başlamasıyla gelişir. Böbrek kanserinin en yaygın belirtisi idrarda kan görülmesidir.
Böbrek kanseri 4 evre ile değerlendirilir. Bir kanserin evresi, ne kadar büyük olduğunu ve ne kadar yayıldığını söyler. Kanser evresi, doktorunuzun hangi tedaviye ihtiyacınız olduğunu belirlemesine yardımcı olur.

Evre I böbrek kanserinin tedavisi
Evre I böbrek hücreli kanseri (RCC) olan hastalar, büyüklüğü 7 santimetreden (yaklaşık 3 inç) küçük olan bir primer kanser taşırlar. Kanser böbrek içinde kalmış olup, lenf düğümlerine veya uzak bölgelere yayılmamıştır.
Evre I böbrek hücreli kanseri olan hastalar, kanserin cerrahi olarak çıkarılmasıyla tedavi edilir. Ancak bazı durumlarda hastalara “izleme” ya da “aktif izleme” önerilmektedir. Aktif izleme sırasında, düşük riskli kanserler periyodik görüntüleme çalışmaları ile takip edilir ve kanserin büyüme belirtisi gösterdiğinde cerrahi müdahale yapılabilir.
Parsiyel nefrektomi (sadece kanser ve normal dokunun küçük bir kenarının çıkartılması) en küçük böbrek kanseri (çapı 4 santimetreden küçük) için standart tedavi yöntemidir. Kanserin boyutuna ve diğer böbreğin fonksiyonuna bağlı olarak, bazı cerrahlar radikal nefrektomi (tüm böbreğin çıkarılması) önerebilir. Ancak parsiyel nefrektominin, radikal nefrektomi kadar etkili olduğu ve böbrek fonksiyonunu koruduğu görünmektedir. Klinik deneylerin sonuçları, evre I böbrek kanserine sahip hastaların %75-96’sının sadece cerrahi ile tedavi edilebileceğini göstermiştir.
Evre II böbrek kanserinin tedavisi
Evre II böbrek hücreli kanseri olan hastalar, çapı 7 santimetreden (yaklaşık 3 inç) büyük bir primer kanser taşımaktadır. Kanser böbrek ile sınırlıdır ve lenf düğümlerine veya uzak bölgelere yayılmamıştır.
Evre II böbrek hücreli kanseri olan hastalar, kanserin cerrahi olarak çıkarılması ile tedavi edilebilirler. Bu boyuttaki kanserler için standart tedavi, tüm etkilenen böbreğin çıkarılması olan radikal nefrektomidir. Ancak, sadece kanserin ve normal dokunun küçük bir kenarının çıkarılması olarak bilinen parsiyel nefrektomi, cerrahi olarak ulaşılabilir daha büyük kanserlerin tedavisinde değerlendirilmektedir. Klinik deneylerin sonuçları, evre II böbrek kanserine sahip hastaların %63-95’inin sadece cerrahi ile tedavi edilebileceğini göstermiştir.
Radikal nefrektomi: Evrensel olarak radikal nefrektomi olarak adlandırılan evre II böbrek hücreli kanseri için yapılan cerrahiler, tüm etkilenen böbreği ve bağlı adrenal bezin çıkarılmasını içermektedir. Daha az invaziv cerrahi yöntemler geliştirilmektedir ve birçok hasta için seçenek olabilir.
Bazı durumlarda, adrenal bezin çıkarılması gerekmez. Adrenal bezler, beynin yanında çalışarak, fiziksel ve duygusal stresi yönetmek için adrenalin, iltihabı baskılamak için kortikosteroidler, ve vücudun yağ, protein ve karbonhidrat kullanımı için kortizol üreten karmaşık organlardır.
Çeşitli raporlar, adrenal bez çıkarılmadan nefrektomi yapılan hastaların, adrenal bezin çıkarıldığı nefrektomi yapılan hastalar kadar uzun süre sağ kaldıklarını ve postoperative komplikasyon riskinin daha yüksek olmadığını bildirmiştir.
Evre III böbrek kanserinin tedavisi
Evre III böbrek kanserleri boyut açısından farklılık gösterse de, tek bir lenf düğümüne yayılma gibi belirleyici bir özelliği paylaşırlar. Kanser ayrıca böbrek venleri veya vena kava gibi yakındaki kan damarlarına yayılmış olabilir, ancak vücutta uzak bölgelere yayılmamıştır.
Evre III böbrek kanseri için tedavi, etkilenen böbreğin, etkilenen lenf düğümlerinin ve böbreğe yakın bölgelere yayılmış olan diğer kanserlerin cerrahi olarak çıkarılmasını genellikle içerir; bu işlem radikal nefrektomi olarak bilinir. Klinik deneylerin sonuçları, evre III böbrek hücreli kanser hastalarının %38-70’inin sadece cerrahi ile tedavi edilebileceğini göstermiştir. Ancak, evre III hastalarda, kanser böbreğin dışına yayılmıştır ve bu hastalar kanser nüksü riski açısından daha yüksek bir risk taşımaktadırlar.
Parsiyel nefrektomi (nefron koruyucu cerrahi)
Sadece kanserin ve çevresindeki bazı sağlıklı dokuların çıkarılması (parsiyel nefrektomi olarak bilinen bir işlem) artık küçük böbrek kanserlerinin tedavisinde standart bakım olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşımın avantajları, daha kısa hastanede kalma süresi ve iyileşme süresi sağlamakta ve özellikle böbrek fonksiyonu zayıf olan veya sadece bir böbreği olan hastalar için son derece değerli olan böbrek fonksiyonunu korumaktadır. Etkilenen böbreğin korunması, kanserin karşı böbrekte nüksetmesi durumunda da önemlidir.
Bu yaklaşımın faydaları ve güvenliği, T1a evre böbrek kanseri olan hastaların tedavisinde tekrar tekrar gösterilmiştir; bu evre, çapı 4 santimetreden daha küçük bir kanser olarak tanımlanmaktadır.
Ayrıca, T1b evre kanserleri (çapı 4-7 santimetre olanlar) için yeterli miktarda kanser çevresindeki normal dokunun çıkarılması durumunda parsiyel nefrektomi uygulanması, uygulanabilir bir tedavi seçeneği gibi görünmektedir. Bu kanserlere sahip hastalar, parsiyel nefrektomi ile tedavi edildiğinde, radikal nefrektomi ile tedavi edilen hastalarla aynı süre boyunca yaşamış ve benzer şekilde kanserden ari süre geçirmiştir.
Bununla birlikte, bu bulguları doğrulamak amacıyla uzun süreli takipler devam etmektedir. Daha merkezi yerleşimli T1b evre kanserleri veya birden fazla tümörü olan hastalar için radikal nefrektomi daha iyi bir seçenek olabilir.
Laparoskopik cerrahi
Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiden daha az kapsamlı ve invaziv bir tekniktir. Böbrek kanseri için laparaskopik bir cerrahi sırasında, cerrah karın ve yan kısımda bir santimetrelik küçük kesikler yapar. Cerrah, hastanın vücudunun iç kısmının canlı görüntüsünü oluşturan çok küçük bir tüp (video kamerası ile) yerleştirir. Bu görüntü sürekli olarak bir televizyon ekranında gösterilir, böylece cerrahlar tüm cerrahiyi ekranı izleyerek gerçekleştirebilirler.
Hem radikal nefrektomi hem de parsiyel nefrektomi laparoskopi kullanılarak gerçekleştirilebilir. Radikal nefrektomi durumunda, böbreğin geçişini sağlamak için kesi genişletilir. Parsiyel nefrektomi durumunda ise, küçük bir doku kitlesi çıkarılır ve kesi küçük kalabilir.
Laparoskopik radikal nefrektomi
Bu teknik, daha küçük (çapı 8 santimetreden az) ve lokalize böbrek kanserlerinin yönetiminde açık cerrahinin alternatifi olarak ortaya çıkmıştır. Laparoskopik yöntemle tedavi edilen hastaların, açık radikal nefrektomi ile tedavi edilen hastalara göre 5-10 yıl sonra kanser nüksü riski daha yüksek görünmemektedir. İki yaklaşımın da benzer hayatta kalım sonuçlarına yol açtığı gösterilmiştir. Ancak, laparoskopik radikal nefrektomi için aday olan hastalar aynı zamanda parsiyel nefrektomiden de fayda görebilir. Laparoskopik radikal nefrektomideki avantajlar (daha kısa hastanede kalma süresi ve daha hızlı iyileşme) ile, parsiyel nefrektominin daha iyi uzun dönem böbrek fonksiyonu gibi avantajları dengelenmelidir.
Laparoskopik parsiyel nefrektomi
Bu teknik, geleneksel açık parsiyel nefrektomi ile karşılaştırılabilir sonuçlar vermektedir. Ortalama kanser boyutu 3.1 cm olan 100 hasta ile gerçekleştirilen bir klinik deneme sonuçları, tüm hastaların tedaviden üç buçuk yıl veya daha uzun süre boyunca kanser nüksü belirtisi göstermeden hayatta kaldığını göstermektedir. Laparoskopik parsiyel nefrektomi, uzmanlık gerektiren bir tekniktir ve yalnızca bu prosedürde deneyimli bir cerrah tarafından yapılmalıdır.
Eldeki tedavi yöntemleri
ABD Gıda ve İlaç İdaresi, nefrektomiden sonra nüks riski yüksek olan yetişkin hastalar için bir yardımcı tedavi onaylamıştır.
Sutent (sunitinib malate) isimli ilaç onayı, 615 yüksek riskli RCC hastasının cerrahi nefrektomi sonrası ya günlük 1 kez Sutent alması ya da ek tedavi almadan doğrudan karşılaştırıldığı multi merkezli klinik denemeye dayanmaktadır. Sutent kullanan hastaların ortalama kanser nüksü olmayan hayatta kalma süresi 6.8 yıl, ek tedavi almayanların süresi ise 5.6 yıl olmuştur. Sutent, yüksek riskli böbrek hücreli kanser sonrası cerrahi uygulamalar için onaylanan ilk ilaçtır.
Evre I, II, III böbrek hücreli kanserinin tedavisini geliştirme stratejileri
Daha etkili kanser tedavilerinin geliştirilmesi, yeni ve yenilikçi tedavilerin kanser hastaları ile değerlendirilmesini gerektirir. Klinik deneyler, yeni ilaçların veya tedavi stratejilerinin etkinliğini değerlendirirken yapılan çalışmalardır. Böbrek hücreli kanserinin tedavisini geliştirmeye yönelik aktif araştırma alanları şunlardır:
Yardımcı tedavi: Küçük miktarlardaki kanserin ameliyat öncesinde böbreğin dışına yayılması nedeniyle, kanser tedavisinden sonra nüks edebilir. Şu anda, erken evre kanserlerin %20-30’unun ameliyatten sonra üç yıl içinde nüksettiği tahmin edilmektedir. Nüks en sık akciğerlerde görülmektedir.
Ameliyattan sonra sistemik tedavi ile yapılan işlem yardımcı tedavi olarak adlandırılmaktadır. Tarihsel olarak, tedavi sonrası radyoterapi, kemoterapi veya immünoterapinin yardımcı tedavi olarak etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Ancak, metastatik böbrek hücreli kanser tedavisinde kullanılan yeni hassas kanser ilaçları ve immünoterapiler, erken evre hastalar için yardımcı tedavi olarak değerlendirilmekte; hastalar, yeni yardımcı tedavileri araştıran bir klinik deneme katılmanın riskleri ve faydalarını doktorlarıyla tartışmalıdırlar.
Radyo frekansı ablasyonu: Radyo frekansı ablasyonu, kanser hücrelerini yok etmek için ısı kullanan minimal invaziv bir tekniktir. Radyo frekansı ablasyonu sırasında, bir elektrot doğrudan kanserin içine yerleştirilir ve CT taraması, ultrason veya laparaskopi rehberliğinde yapılır. Elektrot, kanser hücrelerini yok eden yoğun ısı oluşturan yüksek frekanslı radyo dalgaları yayar.
Radyo frekansı ablasyonu, cerrahi geçiremeyen küçük böbrek kanserleri (çapı 4 santimetreden daha küçük) olan hastalar için umut verici bir teknik görünmektedir. Klinik deneme sonuçları, cerrahiden iki yıl sonra kanser nüksünün %10’dan daha az hastada görüldüğünü göstermektedir. Daha büyük tümörler (3 santimetreden daha büyük), bu yöntemle tedavi edilmeleri daha zor ve sonrasında nüksetme riski daha yüksek olmaktadır.
Kriyoablatif tedavi: Kriyoablatif tedavi, küçük kanserleri “dondurmak” için çok soğuk sıcaklıklar kullanan daha az invaziv bir tekniktir. Çapı 5.0 cm veya daha az olan kanserli hastalarda, kriyoablatif tedavi kanseri çıkarma açısından umut verici bir yaklaşım gibi görünmektedir. Ancak, kriyoablatif tedavinin faydalarını doğrulamak için uzun süreli araştırmalar gerekmektedir.