Davranışsal varyant frontal temporal demans

Davranışsal varyant frontotemporal demans, frontotemporal demansın en yaygın formudur. Bu durum, bellek etkilenmeden önce kişilik, davranış ve karar verme yetisini etkiler. Davranışsal değişiklikler genellikle orta yaşlarda ortaya çıkar ve zamanla ilerler. Birçok insan bu erken semptomları psikiyatrik problemler veya normal yaşlanma olarak yanlış yorumlar. Davranışsal varyant frontotemporal demansı hakkında net bir anlayış, bu durumu erken tespit etmenize ve uygun şekilde yönetmenize yardımcı olur.

Davranışsal varyant frontal temporal demans
Frontotemporal demanslı yaşlı bir kadın

Davranışsal varyant frontotemporal demans nedir?

Davranışsal varyant frontotemporal demans, beynin frontal ve anterior temporal loblarını hedef alan nörodejeneratif bir hastalıktır. Bu beyin bölgeleri, davranış düzenleme, duygu, sosyal yargı ve yürütücü işlevde kritik rollere sahiptir. Bu alanlardaki hasar, dramatik kişilik değişikliklerine, sosyal çekilmelere, kontrol kaybına ve kötü planlamaya neden olur.

Davranışsal varyant frontotemporal demans genellikle 45 ile 65 yaşları arasında başlar, ancak bazı vakalar daha erken veya daha geç başlayabilir. Bu hastalık erkekler ve kadınlar arasında neredeyse eşit bir şekilde görülmektedir. Hastalığın seyri ilerleyicidir ve zamanla artan engelliliğe yol açar.

Davranışsal varyant frontotemporal demansın nedenleri ve risk faktörleri

Genetik mutasyonlar, davranışsal varyant frontotemporal demans vakalarının önemli bir kısmına neden olmaktadır. Mikrotübül ile ilişkili protein tau geni (MAPT), progranulin geni (GRN) ve kromozom 9 açık okuma çerçevesi 72 geni (C9orf72) üzerinde en sık karşılaşılan mutasyonlardır. Frontotemporal demans veya amiyotrofik lateral skleroz aile öyküsü, genetik bir sebep olasılığını artırmaktadır.

Davranışsal varyant frontotemporal demanslı bireylerin yaklaşık %30 ila %40’ının bu hastalığa sahip bir akrabası vardır. Ancak birçok insan, herhangi bir kalıtımsal risk olmaksızın bu hastalığı geliştirmektedir. Çevresel risk faktörleri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. 45 ile 65 yaş arasındaki yaş en güçlü bilinen risk faktörüdür.

Davranışsal varyant frontotemporal demans belirtileri

Davranışsal varyant frontotemporal demans, kişilik ve davranışta erken ve belirgin değişikliklere neden olur. Aşağıdaki semptomlar genellikle erken evrelerde ortaya çıkar:

  • İsteksizlik ve inisiyatif kaybı: Birçok birey işten, hobilerden veya aile etkinliklerinden geri çekilir. Sık sık ilgisiz veya bunalmış görünürler.
  • Sosyal kontrol kaybı: Genellikle uygunsuz veya saldırgan şeyler söyler veya yaparlar. Sosyal normları farkında olmadan ihlal edebilirler.
  • Empati kaybı: Davranışsal varyant frontotemporal demanslı pek çok insan, diğerlerinin duygu ve bu duygulara karşı tepki verme yetisini kaybeder. Genellikle duygusal soğukluk ve kayıtsızlık sergilerler.
  • Tekrarlayıcı veya kompulsif davranışlar: Bazı bireyler sabit rutinler, biriktirme davranışları veya tekrarlayan konuşma geliştirir.
  • Yeme alışkanlıklarında değişiklikler: Genellikle tatlı isteği, aşırı yeme veya belirli yiyecekleri tercih etme eğilimleri oluşur.
  • Planlama ve karar verme ile ilgili güçlükler yaşarlar.

Erken evrelerde bellek, yönelim ve dil genellikle sağlam kalır. Hastalık ilerledikçe, bilişsel yetenekler daha da düşer ve dil veya motor semptomlar belirebilir.

Patofizyoloji

Davranışsal varyant frontotemporal demans, frontal ve anterior temporal loblardaki nöronların ilerleyici dejenerasyonundan kaynaklanmaktadır. Beyin görüntüleme, bu alanlarda önemli bir küçülme gösterir. Atrofinin derecesi genellikle semptomların şiddeti ile ilişkilidir.

Hastalık süreci, beyin hücreleri içinde anormal protein birikimini içerir. Çoğu vakada, bu proteinler ya tau ya da transaktif yanıt DNA bağlanma proteini 43 (TDP-43) içermektedir. Protein birikimi hücre fonksiyonunu kötüleştirir ve hücre ölümünü tetikler. İlgili spesifik protein genellikle mevcutsa genetik mutasyona bağlıdır.

Alzheimer hastalığının aksine, davranışsal varyant frontotemporal demans genellikle amyloid plakların veya nörofibriler yumakların erken birikimi ile ilişkili değildir. Etkilenen beyin bölgeleri de farklılık gösterir; Alzheimer hastalığı, özellikle erken evrelerde hipokampüsü ve paretal lobları etkiler.

Davranışsal varyant frontotemporal demans teşhisi

Davranışsal varyant frontotemporal demansın erken teşhisi dikkatli ve detaylı bir değerlendirme gerektirir.

Klinik değerlendirme, hasta ve aile üyeleriyle yapılan görüşmeleri içerir. Doktorlar, erken davranışsal semptomları ve sosyal fonksiyondaki değişiklikleri ararlar. Rascovsky kriterleri, teşhis için standart bir yöntem sağlar ve en az üç davranış özelliğinin varlığını vurgular.

Neuropsikolojik testler, yürütücü fonksiyon, dikkat, yargı ve sosyal akıl yürütmeyi değerlendirmeye yardımcı olur. Testler genellikle bellek ve dil becerileri sağlam kalmasına rağmen zayıf karar verme becerisini gösterir.

Neuro-görüntüleme, teşhisi destekler. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI), genellikle frontal ve anterior temporal loblarda atrofiyi gösterir. Fonksiyonel görüntüleme testleri, fluorodeoksiglikoz pozitron emisyon tomografisi (FDG-PET) gibi, bu bölgelerde küçülme görünmeden önce bile azalmış aktiviteyi ortaya çıkarabilir.

Genetik testler, bu hastalığın aile öyküsü olan veya erken başlangıçlı bireylerde önemli hale gelir. Bilinen bir mutasyonun tanımlanması, teşhisi doğrulamaya yardımcı olur ve aile danışmanlığına rehberlik edebilir.

Ayrıca, diğer koşulların dışlanmasını gerektiren Alzheimer hastalığı, bipolar bozukluk, depresyon, şizofreni ve diğer frontotemporal demans formları gibi farklı tanılar vardır. Doğru bir teşhis için, tıbbi öykü, görüntüleme testleri ve laboratuvar çalışmaları yoluyla diğer koşulların dışlanması gereklidir.

Davranışsal varyant frontotemporal demans teşhisinde görüntüleme çalışması
Davranışsal varyant frontotemporal demans teşhisinde görüntüleme çalışması

Davranışsal varyant frontotemporal demans tedavisi

Davranışsal varyant frontotemporal demansın ilerlemesini durduracak veya tersine çevirecek hiçbir ilaç yoktur. Tedavi, semptom yönetimi, bakıcı desteği ve uzun vadeli bakım planlamasına odaklanır.

Farmakolojik tedaviler, davranışsal semptomları azaltmayı amaçlar. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (sertralin veya fluvoxamine gibi) sıklıkla kontrol kaybı, kompulsif davranışlar veya aşırı yeme gibi semptomları azaltır. Trazodon, irritabilite veya agresyonu azaltabilir. Klinik uzmanlar, ciddi huzursuzluğu veya psikozu olan bireylerde düşük doz antipsikotik ilaçları düşünebilir ancak bu ilaçlar ciddi riskler taşır ve dikkatli kullanılmalıdır.

Pahalı olmayan tedavi yöntemleri arasında rutin oluşturma, çevresel stresi azaltma ve uygunsuz davranışları tetikleyen durumlardan kaçınma yer alır. Davranış terapisi mevcutsa, kompulsif davranışları veya güvenlik sorunlarını yönetmeye yardımcı olabilir. Meslek terapistleri evde pratik düzenlemeler önerebilir.

Bakıcı eğitimi kritik bir rol oynar. Aile üyeleri genellikle kişilik değişikliklerinin duygusal ve pratik etkileriyle başa çıkmakta zorlanırlar. Eğitim, danışmanlık ve destek grupları kıymetli kaynaklardır. Erken yasal ve finansal planlama, ailelerin gelecekteki bakım ihtiyaçlarına hazırlanmalarına yardımcı olabilir.

Prognosis ve hastalık seyri

Davranışsal varyant frontotemporal demans birkaç yıl içinde istikrarlı bir şekilde ilerler. Teşhis sonrasında yaşam süresi 6 ila 11 yıl arasında değişmektedir. Davranışsal semptomlar genellikle önce kötüleşir, ardından bilişsel gerileme, motor problemler ve fiziksel engellilik gelir.

Geç evrede birçok birey konuşma, aile üyelerini tanıma veya bağımsız yürüme yetisini kaybeder. Aspirasyon, enfeksiyonlar veya yetersiz beslenme gibi komplikasyonlar ölüm riskini artırır. Erken destekleyici bakım ve planlama, yaşam kalitesini artırabilir.

Bakıcılar ve aileler üzerindeki etkisi

Davranışsal varyant frontotemporal demans, bakıcılara ağır bir yük bindirir. Hastalığın erken başlangıcı, kişilik değişiklikleri ve bu durumun farkında olmama genellikle sıkıntı, kafa karışıklığı ve hayal kırıklığına yol açar. Birçok bakıcı, depresyon, sosyal izolasyon veya mali baskı yaşamaktadır.

Bakıcı destek grupları duygusal rahatlama ve pratik tavsiyeler sunabilir. Sosyal hizmet uzmanları, evde bakım hizmetleri ve hukuk danışmanları ailelerin uzun süreli bakım ihtiyaçlarını yönetmesine yardımcı olur. Toplumsal kaynaklara erken erişim, stresi azaltabilir ve bakıcı tükenmişliğini önleyebilir.

Araştırma ve yeni tedavi seçenekleri

Davranışsal varyant frontotemporal demans üzerine araştırmalar devam etmektedir. Klinik denemeler, anti-tau tedavileri, anti-inflamatuar ajanlar ve protein katlanmasını azaltma stratejilerini incelemektedir. Bilim insanları, özellikle bilinen mutasyonlar için gen tedavisi seçeneklerini de araştırmaktadır.

Araştırmacılar, daha erken ve daha doğru teşhis için kan veya beyin omurilik sıvısındaki biyomarkerleri tanımlamaya çalışmaktadır. Görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler, erken beyin değişikliklerinin tespitini artırabilir.

Araştırma çalışmalarına katılım, gelecekteki tedavi seçenekleri için umut sunar ve araştırmacıların bu hastalığı daha iyi anlamalarına yardımcı olur.

spot_imgspot_img

İlgili makaleler

spot_img

En son makaleler