Soğuk algınlığı, burun ve boğazı etkileyen, virüslerden kaynaklanan bir enfeksiyondur. Herkes genellikle yılda iki ila dört kez soğuk algınlığına yakalanır.
Soğuk algınlığı semptomları, bir virüse maruz kaldıktan sonra genellikle bir ile üç gün içerisinde ortaya çıkar. Semptomlar arasında burun akıntısı, öksürük, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, hapşırma, sulanan gözler, hafif baş ağrısı, hafif yorgunluk, vücut ağrıları ve 38.5 derece C (102 derece F) altındaki ateş yer alır.
:max_bytes(150000):strip_icc():format(webp)/cold-remedies-90007_V2-6cb8c2d00827472d8e6b792bfe6ce3f5.png)
İşte soğuk algınlığının önlenmesi ve tedavisi için 11 doğal ilaç. Bu ilaçlara ek olarak, bazı gıdalar da bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir.
1) Çinko pastilleri
Çinko, vücudumuzda 300’den fazla enzimin ihtiyacı olan temel bir mineraldir. Doğada çinko, et, karaciğer, deniz ürünleri ve yumurta gibi gıdalarda bulunur. Kadınlar için günlük önerilen çinko miktarı 12 mg, erkekler için ise 15 mg’dır.
Çinko pastilleri genellikle sağlık mağazalarında, çevrimiçi olarak ve bazı eczanelerde satılmaktadır. Çinko, soğuk algınlığı semptomlarının süresini azaltmaya yardımcı olabilir, özellikle insanlar soğuk algınlığı semptomları belirdikten sonraki 24 saat içinde almaya başlarlarsa. Çinko ayrıca semptomların ciddiyetini azaltır ve semptom süresini üç ila dört gün kısaltabilir. Çinko pastilleri, soğuk virüsünün çoğalmasını engelleyerek (yayılmasını önleyerek) veya soğuk virüsünün burun ve boğazda hücrelere girmesini zorlaştırarak çalışır.

Çinko pastilleri, en az 13.3 mg elemental çinko içerebilir. Pastilleri, soğuk algınlığı semptomları başladıktan sonra hemen günde her iki saatte bir almanız gerekmektedir. Çinko pastilleri, çinko içeriği çok düşükse veya tat artırıcı bileşikler (sitrik asit gibi – narenciye meyvelerinde bulunur), tartarik asit, sorbitol veya mannitol, çinkonun etkinliğini azaltıyorsa etkili olmayabilir.
Çinko pastilleri genellikle çinko glukonat veya çinko asetat içerir ve her pastilde 13.3 mg elemental çinko sağlar. İnsanlar, günde iki ila dört saatte bir bir pastil almalı ve günde maksimum 6 ila 12 pastil tüketmelidir.
Çinkonun yan etkileri arasında bulantı ve ağızda hoş olmayan bir tat yer alabilir. Çinko pastillerinin soğuk algınlığını önlemek veya uzun süreli kullanım için önerilmediği, çünkü günde 15 mg’dan fazla çinko takviyesinin bakır mineralinin emilimini etkileyebileceği ve bakır eksikliğine neden olabileceği düşünülmektedir.
2) Vitamin D
Bazı kanıtlar, daha yüksek D vitamini düzeyine sahip kişilerin soğuk algınlığına yakalanma riskinin daha düşük olabileceğini göstermektedir. D vitamini (aynı zamanda “kalsiferol” olarak da adlandırılır), doğal olarak sadece birkaç gıda maddesinde bulunan ve diyet takviyesi olarak mevcut olan yağda çözünen bir vitamindir. D vitamini, ayrıca ultraviyole (UV) ışınlarının deriye vurması ve D vitamini sentezini tetiklemesiyle de endojen olarak üretim yapılır.

3) Astragalus
Astragalus kökü, bağışıklığı güçlendirmek ve soğuk algınlığı ile gripten korunmak için geleneksel Çin tıbbında uzun zamandır kullanılmaktadır. Araştırmalar, astragalusun antiviral özelliklere sahip olduğunu ve bağışıklık sistemini uyardığını bulmuştur, ancak insanların soğuk algınlığına karşı astragalusun etkinliğini inceleyen klinik denemeler yoktur.

Astragalus aynı zamanda bir antioksidandır ve kalp hastalığı gibi durumlar için önerilmiştir. Astragalus, bağışıklık sistemini zayıflatan sağlık sorunları olan kişiler için olası bir bitkisel tedavi olarak araştırılmaktadır.
Astragalus, sağlık gıda mağazalarında kapsül, çay veya ekstrakt formunda veya Çin bitki dükkanlarında ve bazı sağlık gıda mağazalarında kurutulmuş kök olarak bulunabilir. Kurutulmuş astragalus kökü bulmak zor olabilir.
Geleneksel Çin tıbbı uygulayıcıları genellikle soğuk algınlığını önlemek için astragalus almanızı önermektedir. Ancak, zaten hasta iseniz astragalus almaktan kaçınmalısınız. Kış boyunca soğuk algınlığını önlemek için haftada bir veya iki kâse astragalus kökü ile kaynatılmış çorba içmelisiniz.
Astragalus, asiklovir veya interferon gibi antiviral ilaçların etkinliğini artırabilir, bu da bu ilaçların potansiyel yan etkilerini (örneğin, olası böbrek yetmezliği gibi) artırabilir. Ayrıca, siklofosfamid (Cytoxan, Neosar) veya kortikosteroidler gibi bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla etkileşime geçebilir. Astragalus, kan glukozu veya kan basıncını düşürebilir, bu da kan basıncı veya diyabet ilaçlarının etkilerini artırabilir.
4) Sarımsak
Sarımsak, soğuk algınlığı için en popüler ev ilaçlarından biridir. Birçok kültür, soğuk algınlığı tedavisinde sarımsak kullanmaktadır. İnsanlar genellikle bol sarımsaklı tavuk çorbası yapar, ham sarımsakla hazırlanan bir içecek yapar veya çiğ sarımsak yerler.
Sarımsaktaki alisin bileşiği, antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir. Alisin, sarımsağa kendine has acı tadını verir. Alisini artırmak için, taze sarımsak doğranmalı veya ezilmeli ve çiğ olarak tüketilmelidir. Sarımsak ayrıca kapsül formunda da mevcuttur.
146 kişiyle yapılan bir çalışmada, katılımcılar 12 hafta boyunca Kasım’dan Şubat’a kadar ya sarımsak takviyesi ya da plasebo almışlardır. Sarımsak alan kişiler, soğuk algınlığına yakalanma riskini yarıdan fazla azaltmıştır. Çalışma ayrıca, sarımsağın soğuk algınlığına yakalanan kişilerin iyileşme süresini azalttığını bulmuştur. Bu sonuçları doğrulamak için daha fazla araştırma gerekmektedir.
Sarımsağın bazı olası yan etkileri vardır. Ağız kokusu ve vücut kokusu en yaygın yan etkilerden biridir; ancak baş dönmesi, terleme, baş ağrısı, ateş, titreme ve burun akıntısı gibi durumlar da bildirilmiştir. Büyük miktarda sarımsak yemek ağızda tahrişe veya hazımsızlığa neden olabilir.
Kanama bozukluğu olan kişilerin sarımsak takviyelerinden kaçınması gerekmektedir. Ameliyattan iki hafta önce veya sonra sarımsak yemekten kaçınmalısınız. “Kan sulandırıcı” ilaçlar (örneğin, warfarin (Coumadin)) alan veya kan pıhtılaşmasını etkilediği düşünülen takviyeler (vitamin E veya ginkgo gibi) alan kişilerin de sarımsak yememesi önerilir.
Sarımsak ayrıca kan glukoz seviyelerini düşürebilir ve insülin salınımını artırabilir, bu nedenle kan şekerini düşüren ilaçlar kullanan kişilerin dikkatli kullanması gerekmektedir. Lilyum ailesindeki bitkilere (soğan, pırasa ve frenk soğanı da dahil) alerjisi olan kişiler sarımsaktan kaçınmalıdır. Hamile kadınlar, sarımsağı takviye formunda kullanmaktan kaçınmalıdır, çünkü kanama riskini artırabilir.
5) Vitamin C
Vitamin C, soğuk algınlığı için popüler bir tedavi olmuştur. Araştırmalar, günlük 1,000 mg vitamin C alımının çoğu insanın soğuk algınlığına yakalanma sıklığını azaltabileceğini göstermektedir. Ancak, 2,000 mg’dan fazla vitamin C alımı ishal ve gevşek dışkıya neden olabilir.
6) Bal
Bal, birçok kültürde öksürük ve soğuk algınlığı için popüler bir ev ilacıdır. Bal, çocukların öksürüğünü yatıştırmasına ve daha iyi uyumasına yardımcı olabilir.
Araştırmacılar, balın tahriş olmuş bir boğazı kaplayarak ve yatıştırarak işe yaradığını ve antioksidan ve antibakteriyel etkilerinin olduğu düşünülmektedir. Çalışmada kullanılan kara buğday balı gibi koyu renkli ballar, antioksidan açısından zengindir.
Bal, botulizm riski nedeniyle 1 yaş altındaki bebeklere önerilmemektedir. Gece düzenli olarak bal kullanımı da çürük oluşumunu teşvik edebilir.
7) Zencefil
Zencefil kökü, öksürük, soğuk algınlığı ve boğaz ağrısı için bir başka geleneksel ev ilacıdır. Zencefil, burun akıntısı ile birlikte görülen öksürük ve soğuk algınlığını tedavi etmek için geleneksel Çin tıbbında kullanılmaktadır; baş ağrısı, boyun ve omuz ağrıları ve beyaz bir dil kaplamasıyla birlikte görülür. Hindistan’ın geleneksel tıbbında olan Ayurveda’da da öksürük ve soğuk algınlığı tedavisinde kullanılmaktadır.
İşlem görmüş zencefil çayı, soğuk algınlığı semptomları ve boğaz ağrısı için popüler bir ev ilacıdır. Bazen bal ve limon eklenir.
Normal miktardaki zencefilin yiyeceklerde nadiren yan etki oluşturmasına rağmen, aşırı miktarlarda kalp çarpıntısı ve sindirim problemi yapabilir.
8) Olgun meyve
Olgun meyve (Sambucus nigra), soğuk algınlığı, sinüzit ve grip için bir halk ilacı olarak kullanılmış bir bitkidir. Ön laboratuvar çalışmalarında, olgun meyve özlerinin virüslere karşı savaşabileceği bulunmuştur. Araştırmacılar, olgun meyvelerde doğal olarak bulunan antosiyaninlerin, bağışıklık sistemini güçlendiren ve grip virüsünün hücrelerimize yapışmasını engelleyen aktif bileşen olabileceğine inanmaktadırlar.

Sağlık gıda mağazalarında olgun meyve suyu, olgun meyve şurubu ve olgun meyve kapsülleriyle karşılaşabilirsiniz. Yan etkileri nadirdir, ancak hafif sindirim problemi veya alerjik reaksiyonlar görülebilir.
Yalnızca olgun meyve özleri kullanılmalıdır, çünkü taze yapraklar, çiçekler, genç tomurcuqlar, olgun meyveler ve kökler siyanür içerir ve siyanür zehirlenmesine yol açabilir.