Parkinson hastalığı, özellikle hareketi etkileyen kronik ve ilerleyici bir nörolojik bozukluktur. Bu hastalık, beyinde siyah madde adı verilen bir bölgede dopamin üreten nöronların kademeli olarak kaybı sonucu ortaya çıkar. Dopamin, kas hareketi ve koordinasyonunun kontrolünde kritik bir rol oynamaktadır. Dopamin seviyesindeki azalma, beyin bölgeleri arasındaki normal iletişimi bozarak Parkinson hastalığının karakteristik semptomlarına yol açar. Parkinson hastalığı genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıksa da bazı kişiler 50 yaşından önce de semptomlar geliştirebilir. Bu durum “erken başlangıç Parkinson hastalığı” olarak adlandırılır.
Erken başlangıç Parkinson hastalığı genellikle genetik yatkınlıkların ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu gelişir. PARK2 (parkin), PINK1 ve LRRK2 gibi bazı genler, erken başlangıç vakaları ile ilişkilendirilmiştir. İlk semptomlar genellikle hafif ve yavaş bir şekilde ortaya çıkabilir, bu da teşhisi geciktirebilir. Erken başlangıç Parkinson hastalığı semptomlarını tanımak ve anlamak, daha erken teşhis ve müdahale olanağı sağlar.

Erken başlangıç Parkinson hastalığının motor semptomları
Tremor
Tremor, en tanınabilir semptomlardan biridir. Genellikle vücudun bir tarafında, çoğunlukla bir elde veya parmaklarda başlar. Etkilenen elde, özellikle dinlendiğinde ritmik bir titreme hareketi görülebilir. Bu semptom, bazal gangliyalardaki dopamin aktivitesinin azalmasından kaynaklanan motor devrelerindeki sinyal bozukluğundan ortaya çıkar.

Tremor, erken başlangıç Parkinson hastalığı olan kişilerin yaklaşık %70 ila %80’inde görülür. Ancak, tremor erken aşamalarda hafif kalabilir. Eğer tremor, el dinlendiğinde ortaya çıkıyor ve hareket ederken azalıyorsa buna dikkat edilmelidir. Bu desen, Parkinson tremorunu esansiyel tremordan ayırmaktadır.
Tremor, yazma veya bir gömleği düğmeleme gibi ince motor becerileri engelleyebilir. Stres ve yorgunluk tremorun şiddetini artırabilir, bu nedenle duygusal ve fiziksel stresi yönetmek önemlidir.
Kas sertliği
Kas sertliği, kollar, bacaklar, boyun veya gövde hareketinde direnç oluşturur. Genellikle bir tarafta başlar ve hastalık ilerledikçe her iki tarafa yayılır. Kas sertliği, dopamin eksikliğinin kas tonusunu düzenleme yeteneğini zayıflatmasından kaynaklanır.
Parkinson hastalığı olan herkesin neredeyse tamamında bir noktada kas sertliği görülmektedir. Bu semptom, kas ağrısına, eklem rahatsızlıklarına ve ağırlık hissine yol açabilir. Erken aşamalarda, kas sertliği omuz ağrısı veya artrit ya da kas zorlanması olarak yanlış değerlendirilen eklem sertliği olarak görülebilir.
Kas sertliği yürüyüş ve duruşu etkileyebilir, bu nedenle vücut dinlenirken bile sert hissediyorsa dikkat edin. Düzenli fiziksel aktivite, kas sertliğini hafifletmeye ve mobiliteyi korumaya yardımcı olabilir.
Hareket yavaşlığı
Hareket yavaşlığı, spontan ve isteğe bağlı hareketlerde genel bir azalmadır. Hareket yavaşlığı, giyinme, yürüyüş veya yemek yeme gibi günlük aktivitelerin normalden daha uzun sürmesine neden olur. Yüz ifadeleri azalabilir ve bunun sonucunda sabit bir yüz görünümü oluşabilir.
Hareket yavaşlığı, isteğe bağlı hareketleri kontrol eden beyin bölgeleri arasındaki koordinasyondaki bozulmadan kaynaklanır. Dopamin sinyallemesinin azalması, hareketin başlama ve icra edilmesini yavaşlatır.
Hareket yavaşlığı, Parkinson hastalığı olan hemen her kişide görülmektedir. Yavaşlık sürekli olmayabilir ve günden güne değişiklik gösterebilir. Yürürken kolların salınışının azaldığı veya rutin görevleri tamamlama süresinin uzadığına dikkat edin.
Bu semptom, önemli bir hayal kırıklığına neden olabilir. Egzersiz programları ve fizik tedavi, hareket hızını ve koordinasyonu artırmaya yardımcı olabilir.
Duruş instabilitesi ve denge problemleri
Duruş instabilitesi, dengesizlik ve dik bir duruşu korumakta zorluk olarak tanımlanır. Parkinson hastalığı ilerledikçe, bu semptom düşme ve yaralanma riskini artırır. Erken başlangıç vakalarında, denge problemleri hemen ortaya çıkmayabilir fakat zamanla gelişebilir.
Dopamin eksikliği, denge ve reflekslerden sorumlu beyin bölgeleri arasındaki koordinasyonu bozar. Sonuç olarak, vücut yürüyüş veya dönüş sırasında dengeyi korumak için hızlı ayarlamalar yapamaz.
Denge problemleri, erken aşamalarda %30 ila %50 arasında insanı etkiler. Açıklanamayan düşmeleri, sıkça tökezlemeyi veya oturulduğu yerden kalkmada zorluk çekmeyi izleyin. Düzensiz zemin veya ani hareketler içeren aktivitelerde dikkatli olun.

Erken başlangıç Parkinson hastalığının motor dışı semptomları
Depresyon ve anksiyete
Depresyon ve anksiyete sıklıkla motor semptomlardan önce veya onlarla birlikte ortaya çıkar. Bu semptomlar, özellikle dopamin, serotonin ve norepinefrin ile ilgili beindeki kimyasal dengesizliklerden kaynaklanır.
Ruh hali bozuklukları, erken başlangıç Parkinson hastalığı olan kişilerin %40 ila %50’sinde görülmektedir. Semptomlar arasında sürekli üzüntü, sinirlilik, ilgi kaybı ve belirgin bir neden olmaksızın hissedilen anksiyete bulunmaktadır.
Bu semptomları sadece duygusal reaksiyonlar olarak düşünmemek önemlidir. Depresyon ve anksiyete yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltabilir ve diğer Parkinson hastalığı semptomlarını kötüleştirebilir. Ruh hali değişiklikleri 2-3 haftadan fazla devam ederse bir sağlık uzmanından değerlendirme talep edin.
Antidepresan ilaçlar ve danışmanlık, ruh hali semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz ve sosyal etkileşim de duygusal destek sağlayabilir.
Uyku bozuklukları
Uyku bozuklukları; uykusuzluk, huzursuz bacak sendromu, yoğun rüyalar ve gündüz uykululuğunu içerir. Bu sorunlar, dopamin kaybı ve normal sirkadiyen ritimlerin bozulması nedeniyle beyin fonksiyonundaki değişikliklerden kaynaklanır.
Parkinson hastalığı olan kişilerin yaklaşık %60 ila %80’inde bir tür uyku bozukluğu görülmektedir. Uyku sorunları, yorgunluğu artırabilir ve diğer semptomları kötüleştirebilir. Düzenli bir uyku programı sürdürmek ve yatmadan önce kafein gibi uyarıcılardan kaçınmak önemlidir. Persistan uyku sorunlarınızı bir nöroloji uzmanı ile tartışın.
Koku kaybı
Koku alma yetisinin kaybı, motor semptomların ortaya çıkmasından birkaç yıl önce gerçekleşir. Bu semptom, dopamin ve diğer nörotransmitterlere bağımlı olan koku yollarının erken dejenerasyonundan kaynaklanır.
Parkinson hastalığı olan kişilerin %90’ı koku duyusunun azaldığını veya kaybolduğunu bildirmektedir. Bu semptomu, sıkça test edilmedikçe fark etmeyebilirsiniz.
Her ne kadar anosmi tehlikeli olmasa da, bu semptom diğerleriyle bir arada olduğunda erken uyarı işareti olarak hizmet edebilir. Koku duyusundaki değişiklikleri, diğer semptomlar gelişirken doktorunuza bildirin.
Kabızlık
Kabızlık, gastrointestinal hareketlerin yavaşlaması nedeniyle ortaya çıkar. Bağırsağın sinir sistemi, beyindeki aynı dejeneratif süreçten etkilenir.
Erken başlangıç Parkinson hastalığı olan kişilerin %50’sinden fazlasında kabızlık görülmektedir. Bu semptom, motor semptomların başlamasından birkaç yıl önce ortaya çıkabilir.
Kabızlık, abdominal şişkinlik, karın rahatsızlığı ve iştah kaybına yol açabilir. Dışkılamayı teşvik etmek amacıyla su alımını, lif tüketimini ve fiziksel aktiviteyi artırmalısınız. Kabızlık kalıcı veya şiddetli hale gelirse tıbbi tavsiye alın.
Parkinson hastalığının teşhisi
Parkinson hastalığının teşhisi, laboratuvar testlerinden ziyade klinik değerlere dayanmaktadır. Bir nörolog, tıbbi geçmişi, semptom kalıplarını, fiziksel muayene bulgularını ve dopaminerjik ilaçlara verilen yanıtı değerlendirir.
Dopamin taşıyıcı (DAT) taramaları gibi görüntüleme çalışmaları, beyindeki dopamin aktivitesinin azaldığını doğrulamak için yardımcı olur. Ancak bu taramalar, Parkinson hastalığını kesin olarak doğrulamaz ve klinik tanıyı destekler.
Erken semptomların yavaşça ortaya çıkabilmesi ve diğer durumların semptomlarına benzemesi nedeniyle teşhis almak zaman alabilir. Tüm semptomları detaylı bir şekilde kaydedin ve tıbbi randevularda açık bir şekilde bildirin.
Parkinson hastalığının tedavisi
Tedavi, semptomları yönetmeye ve yaşam kalitesini artırmaya odaklanmaktadır. Şu anda Parkinson hastalığı için bir tedavi bulunmamaktadır.
İlaçlar:
Levodopa ve karbidopa kombinasyonu en etkili ilaçtır. Bu ilaç, beyindeki dopamin seviyelerini artırır ve motor semptomları azaltır. Dopamin agonist ilaçlar, monoamin oksidaz B inhibitörü ilaçlar ve katekol-O-metiltransferaz inhibitörü ilaçlar da semptomları hafifletir.
Fizik tedavi:
Fizik tedavi, mobiliteyi, dengeyi ve esnekliği korumaya yardımcı olur. Düzenli egzersiz, kas gücünü artırabilir ve işlev kaybını yavaşlatabilir.
Mesleki ve konuşma terapisi:
Mesleki terapi, günlük yaşam için önlemler öğretir. Konuşma terapisi, ses değişiklikleri ve yutma zorluklarında yardımcı olur.
Cerrahi seçenek:
İlaçlar yeterli fayda sağlamadığında derin beyin uyarımı düşünülmelidir. Bu cerrahi prosedür, anormal sinyalleri düzenlemek için belirli beyin bölgelerine elektrot yerleştirilerek gerçekleştirilir.
Yaşam tarzı değişiklikleri:
Dengeli bir diyet, düzenli uyku programı, stres azaltma ve sosyal katılım, genel iyi olmayı destekler.
Erken teşhis ve sürekli tedavi, erken başlangıç Parkinson hastalığı olan bir kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde artıracaktır.