Akut lenfoblastik lösemi hastaları, prognozları ve yaşam süreleri hakkında sorular sorabilirler. Prognoz ve yaşam süresi birçok faktöre bağlıdır. Bir kişinin tıbbi geçmişi, kanserin türü, evresi, kanserin özellikleri, seçilen tedaviler ve tedaviye yanıtı gibi bilgileri bir arada değerlendirebilecek bir doktor, bu bilgileri ve yaşam istatistiklerini kullanarak bir prognoz yapabilir.
Bir prognoz, doktorun kanserin bir kişiyi nasıl etkileyeceği ve nasıl tedaviye yanıt vereceği konusundaki en iyi tahminidir. Prognostik faktör, doktorun prognoz oluştururken dikkate alacağı kanserin bir yönü veya kişinin bir özelliğidir. Prediktif faktör ise kanserin belirli bir tedaviye nasıl yanıt vereceğini etkileyen bir faktördür. Prognostik ve prediktif faktörler genellikle birlikte tartışılır ve her ikisi de bir tedavi planı ve prognoz belirlemede rol oynar.

Akut lenfoblastik lösemi için prognostik ve prediktif faktörler
Akut lenfoblastik lösemi için prognostik ve prediktif faktörler şunlardır.
Yaş
Genç yetişkinler, genellikle 50 yaşından küçük olanlar, daha yaşlı yetişkinlere göre daha iyi bir prognoza sahiptir. Bunun nedeni, bir kişinin yaşlandıkça kromozom anormalliklerinin meydana gelebilmesidir. Yaşlı kişiler ayrıca, akut lenfoblastik lösemi tedavisinin yan etkileriyle başa çıkmayı zorlaştıran diğer sağlık sorunlarına sahip olabilirler.
Beyaz kan hücresi sayısı
Teşhis anındaki beyaz kan hücresi (WBC) sayısı, akut lenfoblastik lösemi için bir prognostik faktördür. B-hücre akut lenfoblastik lösemisi olan kişilerde WBC’nin 30.000’den, T-hücre akut lenfoblastik lösemisi olan kişilerde ise 100.000’den az olması genellikle daha iyi bir prognoza işaret eder.
Akut lenfoblastik lösemi sınıflaması
Hiperdiploid B-akut lenfoblastik lösemi, diğer akut lenfoblastik lösemi türlerine göre daha iyi bir prognoza sahiptir; ancak hedeflenmiş tedavi, bakım tedavisi ve kök hücre nakli kullanımı ile sonuç sürekli olarak iyileşmektedir.
Kromozom değişiklikleri
Belirli kromozomlardaki değişiklikler, akut lenfoblastik lösemi için bir prognostik faktördür.
Philadelphia kromozomu
Akut lenfoblastik lösemi hastalarının lösemi hücrelerindeki en yaygın anormallik Philadelphia (Ph) kromozomudur. Ph kromozomu, 9 ve 22 numaralı kromozomların yer değiştirmesi veya yeniden düzenlenmesidir. Bu yer değiştirme, BCR-ABL füzyon genini oluşturur ve bu da akut lenfoblastik löseminin gelişimine yol açar.
Geçmişte, Ph kromozomunu taşıyan lösemi hücrelerine sahip olmak (Ph-pozitif akut lenfoblastik lösemi olarak adlandırılmıştır) daha az elverişli bir prognoz anlamına geliyordu. Bugün ise Ph+ akut lenfoblastik löseminin tedavisinde hedeflenmiş tedavi ilaçları kullanılmakta, bu nedenle bu kanserin prognozu daha iyidir.
Diğer kromozom değişiklikleri
Aşağıdaki kromozom anormallikleri genellikle daha az elverişli bir prognoz anlamına gelir:
- 4 ve 11 numaralı kromozomlar arasında bir yer değiştirme
- ekstra 8 numaralı kromozom varlığı
- 7 numaralı kromozomun kaybı
- hipodiploidi (normal 46 kromozomdan daha az sayıda kromozom bulunması)
Aşağıdaki kromozom anormallikleri ise genellikle daha elverişli bir prognoz anlamına gelir:
- hiperdiploidi (genellikle 50’den fazla ve 66’dan az kromozom)
- 10 ve 14 numaralı kromozomlar arasında bir yer değiştirme
Kemoterapiye yanıt
Kemoterapiye yanıt, tam remisyona veya tam yanıta ulaşmak için geçen süre olarak ölçülür. Kemoterapinin başlangıcından itibaren 4 hafta içinde tam remisyona ulaşıldığında, prognoz daha elverişlidir. Tam remisyona ulaşmak daha uzun sürdüğünde prognoz daha az elverişli olmaktadır. Kemoterapiden sonra tam remisyona ulaşamayan kişilerde prognoz daha kötüdür.
Minimal residual disease (MRD), kemik iliğinde blast hücrelerinin var olduğunu ancak bunların yalnızca akış sitometrisi veya polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) gibi çok hassas testlerle görülebileceği anlamına gelir. Kanser hücreleri standart testlerle, örneğin hücrelerin mikroskop altında incelenmesiyle görülemez. Genel olarak, konsolidasyon tedavisinin (löseminin tekrarlamaması için devam eden tedavi) başlangıcından sonra herhangi bir zamanda MRD olan akut lenfoblastik lösemi hastalarının nüksetme riski daha yüksektir ve prognozları daha kötüdür.
Erken nüks
Erken nüks, löseminin tedaviden kısa bir süre sonra geri dönmesi anlamına gelir. Bu, kötü bir prognostik faktördür.
Merkezi sinir sistemindeki lösemi hücreleri
Akut lenfoblastik löseminin beyin ve omuriliğe (merkezi sinir sistemi) yayılması, kötü bir prognostik faktördür.
Prognoz risk grupları
Akut lenfoblastik lösemi hastaları aşağıdaki prognostik risk gruplarına ayrılır:
İyi risk, akut lenfoblastik lösemi hastasının daha elverişli bir prognoza sahip olduğu anlamına gelir. İyi risk grubundaki kişiler:
- olumsuz kromozom anormalliklerine sahip değildir
- 30 yaşından küçüktür
- B-hücre akut lenfoblastik lösemisi için 30.000’den, T-hücre akut lenfoblastik lösemisi için 100.000’den daha az WBC sayısına sahiptir
- 4 hafta içinde tam remisyona ulaşır
Orta risk, akut lenfoblastik lösemi hastasının iyi riskle karşılaştırıldığında daha az elverişli, ancak kötü riskle karşılaştırıldığında daha elverişli bir prognoza sahip olduğu anlamına gelir.
Kötü risk, akut lenfoblastik lösemi hastasının daha az elverişli bir prognoza sahip olduğu anlamına gelir. Kötü risk grubundaki kişiler:
- olumsuz kromozom anormalliklerine sahiptir – t(9;22), t(4;11)
- 60 yaşından büyüktür
- 100.000’den fazla WBC sayısına sahip akut lenfoblastik lösemisi vardır
- 4 hafta içinde tam remisyona ulaşamaz