Diklofenak, iltihap, ağrı ve ateşi azaltmaya yardımcı olan yaygın olarak kullanılan bir nonsteroid antiinflamatuar ilaçtır (NSAID). Doktorlar genellikle artrit, kas ağrısı ve cerrahi sonrası iltihap gibi durumları tedavi etmek için bu ilacı reçete eder. Diklofenakın güvenli ve etkili bir şekilde kullanılması için, bu ilacın nasıl çalıştığını, yan etkilere nasıl yol açabileceğini ve bunları azaltma ya da önleme yollarını anlamanız önemlidir.
Diklofenak ilacı genellikle Voltaren, Cataflam, Diclac, Diclofenac ratiopharm, DicloReum markaları altında satılmaktadır.

Diklofenak ilacının nasıl çalıştığı
Diklofenak, siklooksijenaz (COX) enzimleri olarak adlandırılan enzimleri, özellikle COX-1 ve COX-2’yi inhibe ederek çalışır. Bu enzimler, iltihabın, ağrının ve ateşin artırılmasında rol oynayan prostaglandinlerin üretiminde önemli bir rol oynar.
- COX-1 normalde mide zarını korumaya, böbrek fonksiyonunu desteklemeye ve kan pıhtılaşmasını düzenlemeye yardımcı olur.
- COX-2 esasen yaralanma ya da hastalık sırasında iltihap ve ağrıyı artırır.
COX-2’yi bloke ederek, diklofenak iltihabı ve ağrıyı azaltır. Ancak diklofenak ayrıca COX-1’i de inhibe ettiği için mide, böbrek ve kan damarlarındaki koruyucu süreçleri bozabilir ve çeşitli yan etkilere yol açabilir.
Diklofenak ilacının yan etkileri
1. Sindirim sorunları (örneğin, mide ülserleri, mide kanamaları)
Diklofenak ilacını aldıktan sonra bazı kişiler karın ağrısı, hazımsızlık, mide ekşimesi, bulantı, kusma gibi belirtiler yaşayabilir ya da daha ciddi durumlar olan mide ülserleri ve sindirim kanamaları ile karşılaşabilir.
Diklofenak, midenin zarını koruyan prostaglandinleri azaltır; bu da midenin asit hasarına karşı savunmasız hale gelmesine yol açarak tahrişe, ülserlere veya kanamalara neden olabilir.
Gerçekleşme sıklığı: Sindirim yan etkileri yaygındır. Çalışmalar, uzun süreli NSAID kullananların %10-20’sinin önemli sindirim rahatsızlıkları geliştirdiğini göstermektedir.
Bunu azaltma ya da önleme yolları:
- Diklofenak ilacını yemekten veya süt ile birlikte alarak doğrudan mide tahrişini azaltın.
- En düşük etkili dozu en kısa süreyle kullanın.
- Eğer yüksek risk altındaysanız (örneğin, yaşlılık, ülser öyküsü), doktorunuz diklofenak ile birlikte omeprazol gibi bir proton pompa inhibitörü (PPI) reçete edebilir.
- Mide asidini ve kanama risklerini artırdığı için alkol alımından kaçının.
2. Kardiyovasküler riskler (örneğin, kalp krizi, felç)
Diklofenak ilacı aldıktan sonra, özellikle uzun süreli veya yüksek dozda kullanımda yüksek tansiyon, kalp krizi veya felç riski artmaktadır.
COX-2 enzimini inhibe ederek, diklofenak genellikle kan damarlarını genişleten ve kan pıhtılaşmasını önleyen prostasiklin miktarını azaltır. Bu arada, diklofenak tromboksan A2’yi azaltmaz; bu molekül kan pıhtılaşmasını artırır. Bu dengesizlik, pıhtı oluşumunu ve kan damarlarının daralmasını teşvik ederek kardiyovasküler riskleri artırır.
Gerçekleşme sıklığı: Risk orta düzeydedir. Diklofenakın uzun süreli kullanımı, özellikle yüksek dozlarda (günde 150 mg), kardiyovasküler olay riskini kullanmayanlara göre %40 oranında artırabilir.
Bunu azaltma ya da önleme yolları:
- En düşük etkili dozu en kısa süre gerekli olacak şekilde kullanın.
- Diklofenak kullanmaya başlamadan önce kardiyovasküler risk faktörlerinizi (örneğin, sigara, hipertansiyon) doktorunuzla tartışın.
- Diklofenak ilacını diğer NSAID’lerle birleştirmekten kaçının.
- Diklofenak kullanırken tansiyonunuzu düzenli olarak kontrol edin.
3. Böbrek sorunları (örneğin, böbrek fonksiyonunun azalması)
Diklofenak ilacı aldıktan sonra bazı kişiler sıvı tutulması, yüksek tansiyon veya böbrek fonksiyonlarının azalması gibi belirtilerle karşılaşabilir; bu da ciddi durumlarda böbrek yetmezliğine ilerleyebilir.
Diklofenak, böbreklere yeterli kan akışını sağlamaya yardımcı olan prostaglandinlerin üretimini azaltır. Yeterli prostaglandin olmadan, böbrekler kanı etkili bir şekilde filtreleyemez, özellikle de su kaybı yaşıyorsanız veya mevcut böbrek problemleriniz varsa.
Gerçekleşme sıklığı: Diklofenak kullanıcılarının %1-5’inde böbrek yan etkileri görülmektedir, ancak risk yaşlılık, sıvı kaybı, kalp yetmezliği veya mevcut böbrek hastalığı ile arttıkça yükselmektedir.
Bunu azaltma ya da önleme yolları:
- Diklofenak kullanırken bol su içmeyi unutmayın.
- Eğer ciddi böbrek hastalığınız varsa, doktorunuz belirtmedikçe diklofenak kullanmaktan kaçının.
- Böbreklere yük bindiren diğer ilaçların (örneğin, diüretikler, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri) eşzamanlı kullanımını sınırlayın.
- Diklofenak uzun süre kullanıyorsanız böbrek fonksiyonunuzu (kan testleri ile kreatinin ve üre) düzenli olarak kontrol ettirin.

4. Karaciğer toksisitesi
Diklofenak ilacını aldıktan sonra, karaciğer enzimlerinde artış, hepatit, cilt veya gözlerde sararma ya da karaciğer yetmezliği (nadir) gibi durumlardan etkilenebilirsiniz.
Diklofenak karaciğerde metabolize edilir. Bazı bireylerde, metabolik süreç reaktif maddeler oluşturabilir ve bu maddeler karaciğer hücrelerine zarar vererek iltihap ve karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir.
Gerçekleşme sıklığı: Karaciğer toksisitesi nadirdir, diklofenak kullanıcılarının %1’inden daha azında görülmektedir, ancak ortaya çıktığında ciddi olabilir.
Bunu azaltma ya da önleme yolları:
- Alkol tüketimini sınırlayın, çünkü alkol karaciğere yük bindirir.
- Reçete edilen dozu aşmayın.
- Eğer karaciğer problemlerine dair belirtiler (örneğin, koyu idrar, yorgunluk, sarı cilt) gözlemliyorsanız, derhal tıbbi yardım alın.
- Diklofenak uzun süre kullananlara doktorunuz periyodik olarak karaciğer fonksiyon testleri yapmalarını önerebilir.
5. Cilt reaksiyonları (örneğin, cilt döküntüsü, Stevens-Johnson sendromu)
Hafif döküntüler yaşayabilir veya nadir durumlarda Stevens-Johnson sendromu gibi ciddi cilt reaksiyonları ile karşılaşabilirsiniz (hayati tehlike arz eden bir cilt rahatsızlığı).
Diklofenak, cilt hücrelerine karşı bir bağışıklık sistemi tepkimesi tetikleyebilir ve bu da iltihap, döküntü, su toplama ve soyulmaya neden olabilir.
Gerçekleşme sıklığı: Hafif cilt döküntüleri diklofenak kullanıcılarının %1-3’ünde görülür. Ciddi cilt reaksiyonları çok nadirdir ancak meydana geldiğinde ciddidir.
Bunu azaltma ya da önleme yolları:
- Eğer döküntü veya cilt tahrişiniz olursa, diklofenak kullanmayı bırakın ve doktorunuza danışın.
- NSAID’lere karşı alerjik reaksiyon geçmişiniz varsa dikkatli olun.
- Cilt soyulması, su toplama veya ağız içinde yaralar gibi belirtilerin ilk işaretlerinde acil tıbbi yardım alın.
6. Solunum sorunları (örneğin, astımın kötüleşmesi)
Solunum zorlukları, hırıltı ya da astım semptomlarında kötüleşme yaşayabilirsiniz.
Duyarlı bireylerde, diklofenak araşidonik asidin metabolizmasını prostaglandinlerden lökotrienlere doğru kaydırarak bronkospazm ve hava yollarında iltihabı teşvik edebilir.
Gerçekleşme sıklığı: Astım hastalarının yaklaşık %15’i NSAID’lere hassas olup diklofenak ilacını aldıktan sonra solunum semptomları yaşayabilir.
Bunu azaltma ya da önleme yolları:
- Diklofenak kullanmaya başlamadan önce astımınız hakkında doktorunuza bilgi verin.
- NSAID’lerle tetiklenen solunum rahatsızlığınız varsa diklofenak ilacı almayın.
- Eğer astım hastasıysanız ve diklofenak kullanmanız gerekiyorsa, acil durumda kullanabileceğiniz bir inhaler bulundurun.
Diklofenak, ağrı ve iltihabı gidermek için etkili bir ilaçtır, ancak yanlış kullanıldığında birçok yan etki doğurabilir. Her zaman en düşük etkili dozu en kısa gerekli süreyle kullanmalısınız. Doktorunuzla düzenli kontroller yapmak ve komplikasyonların erken uyarı işaretlerinin farkında olmak, bu ilacın güvenli bir şekilde kullanımını sağlamaya yardımcı olabilir.