Paratifo, ya da paratifo ateşi, Salmonella paratyphi adlı gram-negatif bakterilerin neden olduğu bir hastalıktır. Bu hastalığın en belirgin özelliği, ani ve sürekli bir ateştir. Enfekte kişiler zayıf hissedebilir, karın ağrısı, baş ağrısı, iştah kaybı ya da düz, pembe lekeler şeklinde döküntüler yaşayabilir. Hastalık, kontamine olmuş yiyecek veya suyun tüketilmesiyle bulaşır. Paratifo, dışkı veya kan örneğinde Salmonella paratyphi bakterilerinin bulunmasıyla doğrulanır.
Paratifo bakterileri nasıl bulaşır?
Paratifo bakterileri genellikle bağırsak-ağız yolu ile bulaşır. Hastalığın etken bakterileri, enfekte kişilerin dışkı ve idrarında bulunur. Bu dışkı ve idrar, yiyecek, su veya içecekleri kontamine edebilir ve kontamine maddeleri tüketen kişilerde enfeksiyona neden olabilir. Kontaminasyona yatkın yiyecekler arasında kabuklu deniz ürünleri (özellikle istiridye), çiğ meyve ve sebzeler ile pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri bulunmaktadır. Cinsel temas yoluyla bulaşma ise, özellikle erkekler arasında, nadiren belgelenmiştir.
Paratifo belirtileri
Paratifo belirtileri genellikle ateş, baş ağrısı ve genel bir rahatsızlık hissidir. Diğer belirtiler arasında anoreksi, kabızlık (ishalden daha yaygın), bradikardi, kuru öksürük, dalak büyümesi ve gövde üzerinde pembe lekeler yer alabilir. Klinik tablo, düşük dereceli ateşli hafif hastalıktan, karın rahatsızlığı ve çoklu komplikasyonlarla birlikte ciddi klinik hastalığa kadar değişiklik gösterir. Ciddiyet, bakterinin virülans türü, alınan inokulumun miktarı, tedavi öncesi hastalık süresi ve yaş gibi faktörlerden etkilenir.
İnkübasyon süresi: 1 ila 10 gün
Paratifo nasıl tedavi edilir?
Enfekte kişiler paratifonun tedavisi için tıbbi yardım almalıdır. Bu enfeksiyon antibiyotiklerle etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Paratifo ateşi için ana kontrol tedavileri arasında 10 gün boyunca siprofloksasin, 14 gün boyunca seftriakson/sefotaksim veya azitromisin bulunmaktadır.
Ayrıca, sıvı takviyesi ve yeterli dinlenme gibi semptomatik tedavi de önemlidir. Bakterilerin başkalarına bulaşmasını önlemek için sıkı kişisel hijyen kurallarına uyulmalıdır. Hastaların çoğu tedavi sonrası tamamen iyileşebilir. Ancak, hasta grubunun yaklaşık %2 ila %5’i bakterinin taşıyıcısı hale gelebilir ve bu kişilerin uzun dönem takip edilmesi gerekebilir.
